Yakın geçmişte Türkiyede bankacılık sektörünün yeniden düzenlenmesini gerekli kılan önemli finansal krizler yaşanmıştır. Bu kitabın yazılmasındaki temel amaç, sektöre olan güven ortamının kalıcılığının sağlanması için gereken mali ve yasal önlemleri ayrıntılı olarak açıklamak ve bankacılık sektörünün mevcut durumunu anahatlarıyla belirlemektir. Avrupa Birliğine üyelik beklentisi içinde olan ülkemizde gelecekte banka birleşme ve satın alımlarında artış olacak, özelleştirmeler yoğun bir şekilde yaşanacak, ancak güçlü olan bankalar piyasada kalacaktır. Bunlara ek olarak şu andaki mevcut durumun aksine yabancı sermaye kalemleri arasında kısa vadeli fonların ağırlığı azalacak, mevduatların krediye dönüşüm oranları ve banka sermayeleri artacak, bankaların maliyetleri daha da düşecek, daha gerçekçi döviz politikaları izlenecek, daha akılcı öngörülerde bulunulmasını sağlayacak veri birikimi mümkün olacaktır. Bankacılık sektöründe yapılan düzenlemelerin temel amacı piyasaların sağlıklı olarak işleyebilmesi için riskleri minimuma indirmektir. Bu noktada döviz kuru, faiz oranları ve enflasyondaki dalgalanmaların mümkün olduğunca azaltılıp, bankaların kırılganlıklarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bu kitapta temel olarak bankacılık sektörünü temizleme anlamında günümüze değin yapılanlarla, bundan sonra yapılması gerekenlerin üzerinde durulmuştur.