Türkiye ekonomisinde 2002-2008 arasındaki dönemle, 2009-2014 yılları arasındaki dönem birbirinden oldukça farklıdır. 2002-2008 arası dönemde; Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın getirdiği reformlar, IMF destekleri, AB çapası ve özelleştirme gelirleri ile ekonomide kısmen istikrar sağlanmış en düşük yüzde 4.7 olan büyüme hızları yaşanmıştır. 2008 yılı sonrasında ise Türkiye'ye gelen kısa vadeli yabancı sermaye girişi küresel ekonomik krizden Türkiye ekonomisinin hızlı bir şekilde çıkmasını sağlarken, cari işlemler açığını artırmıştır. 2014 yılında olduğu gibi 2015 yılında da piyasaların yönünü jeopolitik riskler ve ABD merkez Bankası (FED) belirleyecektir. Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik, ABD ve AB'nin Rusya üzerindeki yaptırımları, Ortadoğu'daki gerginlikler, İŞİD vb. dış ekonomik riskler ile Türkiye ekonomisindeki çözüm süreci, Haziran 2015 genel seçimleri gibi siyasi, ekonomik, sosyal riskler ve belirsizlikler Türkiye ekonomisindeki en önemli makro ekonomik problem olan cari işlemler açığı sorununu yeniden gündeme getirmiştir. Kitapta cari işlemler açığı kamu maliyesi açısından analiz edilmiştir. Dolayısıyla cari işlemler açığı ile ekonomik büyüme, kamu borçları, tasarruflar, maliye politikası vb. makro ekonomik değişkenler arasındaki ilişki araştırılmış cari işlemler açığının nedenleri, finansmanı ve sürdürülebilirliği analiz edilmiştir. Türkiye ekonomisinde cari işlemler açığının ne durumda olduğu diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle mukayeseli bir şekilde anlatılmıştır. Kitapta aynı zamanda, makro iktisada giriş ve maliye politikası derslerini alan öğrencilerin ödemeler dengesi, cari işlemler açığı, tasarruflar ve cari işlemler açığı arasındaki ilişkiler vb kavramsal eksiklikleri göz önünde bulundurularak cari işlemler açığı makro ekonomik açıdan irdelenmiştir. Cari işlemler açığı ile tasarruflar arasındaki yakın ilişki nedeniyle Türkiye'de tasarrufların ne durumda olduğu diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırmalı bir şekilde incelenmiştir.